29 Eylül 2008 Pazartesi

ADANA

Yüzölçümü: 17.253 km²
Nüfusu: 1.849.478 (2000)

KONUM
Adana Toros daglarinin güneyinde yer alan Çukurova'da Seyhan nehri üzerinde kurulmustur. Akdeniz’e yaklasik 160 km'lik kiyisi bulunan Adana Avrupa'yi, Asya'ya baglayan önemli ulasim yollari üzerindedir.
Dogusunda Osmaniye 90 km, Hatay 190km, Kuzeydogusunda K.Maras 187 km, Kuzeyinde Kayseri 332 km, Kuzeybatisinda Nigde 205 km, Batisinda Içel 70 km.

TOPOGRAFYA
Orta dogu ile kara ve demiryolu baglantisi Adana üzerinden yapilir. Bu baglanti Toroslar'da Gülek Bogazi'ndan saglanir. Il yüzölçümünün % 49 daglik, % 23 yaylalar ve %27 ova ve düzlük alandir. Güneyden kuzeye gidildikçe Toroslara varinca yükseklik 2500 m. asar. Toroslarin etekleri Akdeniz’e dogru ova biçimini alir. Iç Anadoludan dogan Seyhan ve Ceyhan Nehirleri Akdenize akar. Toros Daglarinin zirvesinde yedi göller vardir. Seyhan nehri üzerinde Seyhan ve Çatalan Baraj gölleri, Ceyhan Nehri üzerinde Aslantas Baraj gölü ile, Karatas’ da Akyatan ve Agyatan kus cenneti gölleri vardir.

İKLİM
Adana Akdeniz iklim özelliklerini tasir. Yazlari sicak ve kurak, kislari ilik ve yagislidir. Ortalama yagis miktari 625 mm.'dir. Yagislar % 51 kisin, % 26 ilkbaharda, %18 sonbaharda, % 5 yazin düser. En soguk ay Ocak (ortalama 9 C), en sicak ay Agustostur (Ortalamasi 28C ).

BİTKİ ÖRTÜSÜ
Akdeniz iklimi özellikleri tasiyan bitki örtüsü, yüksekligi 700-800 metreye kadar olan kesimde, mersin (murt) (myrturs cummunis) sandal (arbutus andrachne) kermes mesesi (quercus coccifera), çinar (platanus orientatis), yabani zeytin (oleaeuropea sylvestris), akça kesme(philyrea latifolia), menengiç (pistacia terebinthus), sakiz agaci (pistacia lentiscus), funda (erica verticillata), erguvan (cercis siliquastrum), kara çali (paliurus spina), zakkum (nerium oleander), okaliptus (ecalypus spp) gibi maki türü agirliklidir. 800 metreden itibaren yayvan yaprakli mese (quercus calliprinus), kizilcik (cornusman), defne (laurus canseriensis), daha yükseklerde çam türleri (pinus nigra, pinus sylvestres), ardiç (junipearus), kayin (fagun), toros göknari (abies cilicica), sedir (cedrus libani) ve 2000 metreden sonra alp tipi çayirlar rengarenk çiçekleriyle dogal bir hali görünümündedir.
Çukurova bölgesinde yumrulu bitkilerden kardelen (galanthus plicus), yabani siklamen (cyclamen mirabille hidebr), ada sogani, nergis (narissus), sümbül (ylacinthus) ve benzeri bitkilere bahar aylarinda sikça rastlanir.Yine bölgede kirsal kesimde yetisen, gelincik (pampal) çiçeginin Avrupa'daki türlerinden farkli oldugu bilinmektedir.


TARİHÇE
M.Ö. 1900 Luvi Kralligi (Hititlerin bir kolu), M.Ö. 1500-1333 Arzava Kralligi (Hititlerden ayri dogu kökenli bir grup), M.Ö. 1900-1200 Hitit Kralligi, M.Ö. 1190-713 Kue Kralligi (Frigler), M.Ö. 713-660 Asur Kralligi, M.Ö. 663-612 Kilikya Kralligi, M.Ö. 612-333 Pers Satrapligi, M.Ö. 333-323 Helenistik dönemi, M.Ö. 312-1333 Selökidler, M.Ö. 178-112 Karsunlar dönemi, M.Ö. 395-638 Bizanslilar ve M.S. 638 Islam devri sirasiyla Ermeni Kralligi, Misir Türk Memluklulari, Ramazanogullari Osmanlilar, Fransizlar tarafindan isgal edilen Adana 5 Ocak 1922'de kurtarilmistir. Böylece tarih boyunca on ayri ve büyük medeniyete, 18 ayri siyasi yapilasmaya sahit olmustur.
Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin deltasinda verimli sulak arazide kurulu Adana'nin tarihi, cografi konumu nedeni ile M.Ö. 6000 yillarina uzanmaktadir. Adana, Antik Kilikya Bölgesinin en önemli sehirlerinden birisidir. Hititler’den Osmanli’ya, gelmis geçmis birçok medeniyetlerin besigidir. Adini Yunan mitolojisine göre Gök tanrisi Uranus’un oglu Adanus’dan almistir. Toroslardan ovada genis kivrimlar yaparak Akdeniz’e dökülen Seyhan (Sarus)nehrinin kiyilarinda kurumustur. Adana’nin merkezinde bulunan Tepebag höyügü, Insan oglunun yerlesik hayata geçtigi neolitik döneme aittir. Tarihi M.Ö.6000 lere kadar dayanan Dünyanin en eski yerlesim birimlerinden birisidir. Adana Kiznuwatna Kralligi’nin Merkezi iken M.Ö.1350 lerde Hitit Federasyonuna dahil olmustur. M.Ö. 9.yy.da Asurlular’in M.Ö. 7.yy.da Iranlilarin eline geçmistir. M.Ö. 333’ de Büyük Iskender ve ordusuna ev sahipligi yapan Adana, Issos savasindan sonra Makedonyalilar’in , Iskender’in ölümünden sonra da Selefkiler’in eline geçmistir.
M.Ö. 1. yy. da Bölgede Eyalet valisi olarak görev yapan ünlü Hatip Çiçeron zamaninda Roma devletinin hakimiyetine giren Adana, Dogu Roma’nin en büyük ticaret merkezi olmustur. M.S. 260’da Sasaniler’in, M.S. 4. yy. da Bizanslilar’in, 8. yy. da Abbasilerin, 10, yy, yine Bizanslilar’in, 11. yy. da Selçuklular’in, 12. yy. da Ermeniler’in, 14.yy.da da Memlüklüler’in eline geçerek tamamen Türklerin olmustur.
Türk Memlük Devleti zamaninda Orta Asya’dan Çukurova’ya gelen Türkler, bu verimli ve sulak topraklar üzerine yepyeni bir medeniyet kurulmasinda öncülük etmislerdir. Pyramos nehrinin adi Ceyhan, Sarus nehrinin adi ise Seyhan olmustur.
Adana’da 1352 yilinda kurulan Ramazanoglu beyligi 1517 yilina kadar devam etmistir. Bu tarihte, Misir seferine giden padisah Yavuz Sultan Selim, Adana’yi Osmanli Imparatorluguna baglamistir. 1535 yilinda dogu seferine çikan Kanuni Sultan Süleyman’a, 1638’de Bagdet seferine çikan padisah lV. Murat’a,1833’de Osmanli devletine bas kaldiran Misir valisinin oglu Ibrahim Pasa’ya ve ordusuna ev sahipligi yapmistir.
I.Dünya Savasinin bitis tarihi olan 1918’de Türkler için yen bir mücadele baslamistir. 31 Ekim 1918’de Adana’ya gelerek Alman maresali LIMAN Von Sanders’den Yildirim Ordulari Komutanligi’ni devralan Mustafa Kemal , “Savas, müttefikler için bitmis olabilir; Ama bizi ilgilendiren savas, kendi istikbalimizin savasi, ancak simdi basliyor” diyerek, Adana’da Kurtulus savasinin ilk isaretini vermistir. Bu sirada düsman kuvvetleri Adana ve yöresini isgal etmeye baslamilardir. Amaçlari, Avrupa devletlerine destek veren bir Ermeni devleti kurmaktir. 1918-1919 yillarinda, isgalciler, Adana’da zulüm ve iskence uygulamislardir. Bunca baskiya dayanamayan Adanalilar örgütlenerek “Kilikya Milli Kuvvetler Teskilati”ni kurmuslardir.
5 Agustos 1920’de Mustafa Kemal, Fevzi Bey (Çakmak) ve milletvekilleri Pozanti’ya gelerek burayi il merkezi haline getirmisler ve Pozanti kongresini yapmislardir. 1920 Kasim ayinda Fransizlar yenilgiye ugramislar ve Fransiz Hükümeti, T.B.M.M. Hükümeti’ni resmen tanimistir. 20 Ekim 1921’de Fransizlar’la “Ankara Antlasmasi” imzalanmistir. Bu antlasmaya uygun olarak 5 Ocak 1922’de Fransizlar, Çukurova’dan tamamen ayrilmislardir. Bu tarihten itibaren il merkezi tekrar Adana’ya tasinmistir.

YEREL TADLAR
Adana yöresinin zengin bir mutfağı bulunmaktadır. Mutfağın bu kadar zengin olmasının nedeni çeşitli kültürlerin etkisinde kalmasıdır. Adana yemeklerinin en büyük özelliği un, bulgur, et ve çeşitli baharatların kullanılmasıdır. Aynı zamanda süt, yoğurt, peynir ve çökelek de bol miktarda kullanılmaktadır. Adana kebabı çok ünlüdür. Bunun yanında bol yeşillik, ezme, salata yenir ve mevsimine göre ayran veya yöreye özgü şalgam suyu içilir. Kesme ya da hamur çorbası, yüzük çorbası, düğün çorbası, sebze yemeklerinden süllüm, mercimekli ıspanak başı, kabak çintmesi, bulgur yemeklerinden ekşili topalak, sarmısaklı köfte, içli köfte, sakatat dolması, kebaplardan Adana kebabı, içeceklerden şalgam veya meyan kökü, tatlılardan karakuş tatlısı, taş kadayıfı ve halka tatlısı Adana mutfağının özgün yemeklerindendir.
Adana yöresinin zengin bir mutfağı vardır. Yemeklerin başlıca malzemeleri un, Bulgur, Et, sebze çeşitleri, baharat türleri, süt, yoğurt ve çökelektir. Yörenin kendine has ünlü yemeği “Adana Kebabı “ dır. Yanında bol yeşillik ve soğan salatası ile yenir, Şalgam suyu ve ayran içilir. Diğer ünlü yemekleri Cartlak Kebabı,İ çli Köfte, Çiğ Köfte, Analı kızlı, Humus, bartefit, sıkma, şırdan, mumbar, etli kömbe, dul avrat çorbası, Yüksük çorbası vb.dir

GEZİLECEK YERLER

Adana Arkeoloji Müzesi
Cumhuriyetin ilanından hemen sonra 1924 yılında kurulmuştur. Bu nedenle Türkiye’nin en eski ilk on müzesinden biridir. Müzede özellikle Gözlükule, Yumuktepe, Sirkeli ve Misis kazılarında çıkarılan, Çukurova’nın zengin tarihine ışık tutan özgün eserler yer almaktadır. Adana kent merkezinde yer alan, geniş bir bahçe ve dört büyük salondan oluşan müzede prehistorik devirlerden günümüze pek çok eser sergilenmektedir.

Etnografya Müzesi
Kuruköprü mevkiinde yer 1845 yılında inşa edilmiş ancak daha sonra terk edilmiş olan kilise binası müze olarak düzenlenmiştir. “Eski Müze” adıyla de bilinen müzede, Çukurova köylerinde ve Toroslar’da yaşayan Yörüklere ait oldukça zengin eşyalar sergilenmektedir.

Atatürk Müzesi
Müze binası, eski Adana’nın merkezi olan tarihi Tepebağ’da, 19. yüzyılda yapılmış geleneksel Adana evlerindendir. İki katlı, cumbalı, kırma çatılı, kâgir bir yapıdır. Bu özellikleri nedeniyle Kültür Bakanlığı’nca “Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı” olarak tescil edilmiş ve koruma altına alınmıştır. Ramazanoğullarından Suphi Paşa’ya ait olan bu evde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, 15 Mart 1923’te eşi Latife Hanım’la birlikte misafir olmuşlardır. Bina, Atatürk Bilim ve Kültür Müzesi Derneği’nce zamanın Kolordu Komutanı Bedrettin Demirel’in önderliğinde kamulaştırılmış ve halkın da yardımıyla restore edilmiş ve 1981 yılında ziyarete açılmıştır. Atatürk'ün Adana'ya geliş günü olan 15 Mart tarihi, her yıl resmi törenlerle bu müzede kutlanmaktadır.

Misis Mozaik Müzesi
Müze 1956 yılında Misis Höyüğü'nden çıkan mozaikleri korumak amacıyla kurulmuştur. Bizans devrine ait bir kilisenin zemininde yer alan mozaiklerde Hz. Nuh’un tufan esnasında gemisine aldığı hayvanlar betimlenmiştir. Hayvanların canlı biçimde tasvir edildiği mozaikler, Çukurova mozaik sanatının ne denli ileri olduğunu gösteren örneklerdir. Müze, ören yerlerinden ve Adana Arkeoloji Müzesi’nden getirilen diğer mozaikler ve mimari parçalarla da zenginleştirilmiştir.

Anavarza (Dilekkaya Köyü) Ören Yeri
Adana’nın Ceyhan ilçesi, Kozan-Kadirli yolunun yaklaşık 20. km’sinde Dilekkaya köyü yakınındadır. Çukurova’nın ortasında birdenbire yükselen büyük bir kaya kütlesinin önünde kurulmuştur. Roma İmparatorluğu döneminde “Anazarbus” olarak anılmıştır. Kentin Roma imparatorluk devri öncesi tarihi hakkında hemen hemen hiçbir bilgi yoktur.
Roma imparatorlarından Septimius Severus’un, Pescennius Niger ile yaptığı iktidar savaşı sırasında, Severus’un tarafını tutan kent, Severus’un 194 yılında galip gelerek imparatorluğun tek hâkimi olmasından sonra ödüllendirilerek tarihinin en parlak dönemini yaşamaya başlamıştır. M.S.204-205 yılında Kilikia, İsauria ve Likaonia eyaletlerinin metropolisi olmuştur. Anavarza, 408 yılında antik Kilikia eyaletinin baş kenti olmuştur. Şehrin Kalesi, Roma ve İslami dönemlere ilişkin izler taşımaktadır. Ören yerinde ayakta kalan kalıntılardan surlar, zafer takkı, kale, sütunlar ve mozaikli iki havuz görülmeye değer niteliktedir. Günümüzde açık hava müzesi olarak faaliyet göstermektedir.

Şar (Şar Köy) Ören Yeri
Toros Dağları üzerinde Adana’ya 210 km. uzaklıktaki Tufanbeyli ilçesinin 20 km. kuzeydoğusundaki Şar Köyü’nde yer almaktadır. Şar, Hitit döneminde “Komana” adıyla bilinen önemli bir merkezdir. Ayrıca Roma devrinden kalma açık hava tiyatrosu, Bizans devrinden kalma kilise ve mermer bloklardan inşa edilmiş 6 m. boyundaki "Ala Kapı" görülmeye değer eserlerdendir.

Misis (Yakapınar) Ören Yeri
Misis antik kenti, Ceyhan Nehri kenarında, tarihi İpek Yolu üzerinde kurulmuş, Adana’dan sonra gelen ikinci bir geçit durumundadır. Misis'in tarihi, antik kentin üzerinde bulunduğu ve Neolitik Çağ’a tarihlenen höyük ile başlar. Misis’i Truva kahramanlarından Mopsos’un kurmuş olduğu söylenmektedir. Hitit, Assur, Makedonya ve Seleukosların eline geçmiş, Roma ve Bizans devirlerinde de önemli bir merkez olmuştur. M.S. 8. yüzyıldan itibaren Abbasiler döneminde yeniden imar edilmiştir. 1517 yılından sonra Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetine girmiş olan Misis’te bugün ayakta kalmış olan eserler M.S. 4. yüzyıla ait bir bazilikanın mozaik taban döşemeleri, dokuz gözlü bir taş köprü, akropoldeki surlar, sukemerleri ve hamam kalıntıları ile Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalan Havraniye Kervansarayı ve tek kubbeli mescittir.

Magarsos Ören Yeri
Adana’nın sahil ilçesi Karataş’ta Dört Direkli mevkiindedir. Antik Kilikia’nın önemli kentlerinden olan Mallos’un dini merkezi olan Magarsos, tapınaklarıyla tanınmış, özellikle Büyük İskender’in dua ettiği Athena Tapınağı ile ün kazanmıştır. Deniz boyunca uzanan şehir surları, tiyatro, stadium, kilise ve hamam kalıntıları ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.

Ayas (Aigaiai - Yumurtalık) Ören Yeri
Kurulduğu tarih tam olarak bilinmeyen Ayas (Aigaiai) antik kenti Helenistik devirde Bergama’daki gibi dünyanın üç asklepieion tapınağından biri ile ünlü idi. Roma imparatorluk döneminde gelişmesini devam ettiren Ayas, Ortaçağ’da doğunun Akdeniz’e açılan en önemli liman kentlerinden biri olmuştur. Özellikle Ceneviz ve Venedikli tüccarlar Aigaiai Limanı’nda koloniler kurmuşlardır. Ünlü seyyah Marco Polo Çin seyahati için 1268 yılında bu limandan karaya çıkmış, seyahatini tamamladıktan sonra yine bu limandan gemiye binip Venedik’e dönmüştür. Ayrıca Ayas ve Atlas kaleleri, Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaptırılan üç katlı gözetleme kulesi, Osmanlı ve Roma hamamları kentin tarihi zenginliğini artırmaktadır.

Akören Ören Yeri
Toroslar üzerindeki Aladağ ilçesinin bir beldesi olan Akören yeni tespit edilmiş bir ören yeridir. Yapılan araştırmalara göre iki mahalleden oluşan ören yerinde ayakta kalmış dört adet kilise, yapı kalıntıları ve caddeler saptanmıştır. Kazılardan elde edilen yazıtların incelenmesinden burasının Roma devrinden beri yayla olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Ceyhan-Sirkeli Muvattali Kabartması ve Ören Yeri
Eski Misis-Ceyhan karayolu üzerinde yer alan Sirkeli köyünde Ceyhan Nehri kenarında bir kaya kütlesinin üzerinde bulunmaktadır. Yakında Sirkeli Höyüğü bulunur. Hitit İmparatoru Muvattali, Mısır Firavunu Ramses ile yaptığı ünlü Kadeş Savaşı’na giderken buraya uğramış ve bu olaydan sonra Hititler tarafından bu yerin kutsallığına inanılmıştır. Muvattali kabartması Anadolu’daki en eski Hitit kabartması olması ile de ayrı bir öneme sahiptir.



Aladağlar Milli Parkı
Aladağlar Milli Parkı gerçek anlamda bir jeomorfolojik açık hava müzesidir. Yörenin belli başlı jeomorfolojik karakteri, vadilerle derin bir şekilde parçalanmış olmasıdır. Yörede buzul morfolojisine ait birçok ize rastlanmakta olup, özellikle birçok sirk gölleri bu morfolojinin tipik şekilleri olarak görülmektedir.
Yöre, iklimsel açıdan kendine has özelliklere sahiptir. Yazları sıcak, kışları soğuk ve kar yağışlı olarak tanımlanabilecek bu yapı yörenin yüksek kesimlerinde kalıcı karların bulunmasına imkân sağlamaktadır. Yörede gece ile gündüz sıcaklık farkı oldukça fazla olup, geceleri göllerin donmasına neden olan sıcaklık, gündüzleri 30 dereceye kadar çıkmaktadır.
Aladağlar Milli Parkı, bitki örtüsü açısından da oldukça zengin olup, ormanı oluşturan hâkim türler karaçam ve kızılçamdır. Ormanın üst sınırından itibaren başlayan alpin zonda, çayırlar yer almaktadır. Bu alanlardan daha yüksek kesimlerde yükseklik ve eğimden kaynaklanan çıplak kayalık kesimlere ulaşılmaktadır.
Milli parkın yaban keçisi, ayı, vaşak, sansar, su samuru ve yırtıcı kuşlar gibi nesli tükenmekte olan hayvanlardan oluşan zengin bir faunası vardır. Milli park içerisinde kamp alanları, günübirlik alanlar, doğa yürüyüşü ve tırmanma güzergâhları yer almaktadır. Milli parkta "Yaban Hayatını Koruma Bölgesi" ayrılmış olup, bir üretme istasyonu kurulmuştur.

Yumurtalık Tabiatı Koruma Alanı
Karataş ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. 16.430 ha. büyüklüğündeki koruma alanına, Karataş ilçe merkezine 35 km. Yumurtalık ilçe merkezine 30 km. mesafedeki alan, Seyhan-Ceyhan nehirleri deltası, göl lagünleri, kıyı kumulları, barındırdığı bitki ve hayvan türleri, tarihi ve kültürel değerleri ile kompleks bir yapı oluşturmaktadır.
Sulak alan kompleksi, kuş göç yolları üzerinde bulunmakta olup, kışın kuş popülasyonu çok yüksek değerlere ulaşmaktadır. Kuş göçlerinin emniyetli bir şekilde tamamlanması bakımından son derece önemli bir mevkide bulunmanın yanı sıra alan, soğuk kış şartlarında Orta Anadolu’da donan göllerin su kuşlarına da çok önemli bir kışlak görevi yapmaktadır. Koruma alanı sınırlarında yer alan Akyatan ve Ağyatan gölleri barındırdığı kuş türleri açısından Türkiye’deki “A sınıfı” niteliğindeki 19 sulak alandan ikisini oluşturmaktadır.
Nesli tükenmekte olan iki tür deniz kaplumbağası "Caretta caretta" ve özellikle "Cheloria mydas"ın Akdeniz’de varlığını sürdürebilmesi açısından da bu alanlar önem taşımaktadır.
Yumurtalık Lagünü ülkemizde halepçamının (Pinus halepensis) nadir yayılış alanlarından birisi niteliğindedir.

YEREL ETKİNLİKLER
HIDRELLEZ KUTLAMALARI Merkez 6 Haziran
KİRAZ FESTİVALİ Saimbeyli / 20 Haziran
ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ İl Merkezi / 14-25 Eylül
İMAMOĞLU ŞEFTALİ FESTİVALİ İmamoğlu / Haziran ayı içinde
KIZILDAĞ KARAKUCAK GÜREŞ FESTİVALİ Karaisalı
ULUSLARARASI KOCAOĞLAN KÜLTÜR VE SANAT HAFTASI İl Merkezi ve Feke İlçesi / 20-25 Kasım
1 NİSAN KUVAY-I MİLLİYE Karaisalı - 01 Nisan
GELENEKSEL ZEYTİNBELİ ŞENLİĞİ Yumurtalık - 18 Ağustos
GELENEKSEL YAZ ŞENLİĞİ VE KARAKUCAK GÜREŞ FESTİVALİ Tufanbeyli - 28 Ağustos
29 EKİM ŞÖLENİ Ceyhan - 29 Ekim
SARIMAZI ZEYTİN FESTİVALİ Ceyhan - 30 Ekim

GEZ, GÖR, TAD...


Kent Merkezindeki Bölge Arkeoloji ve Etnografya müzesi, Atatürk evi
Ulu Cami, Sabancı Merkez Cami, Bebekli Kilise, Taş köprü ve Tepebağ eski Adana evleri
Ayrıca merkez dışındaki Anavarza, Şar ve Misis ören yerleri Akyatan ve Ağyatan Kuş Cennetleri gör
Adana kebabı mutlaka yenmeli, şalgam suyu ve aşlama (meyan kökünden yapılmaktadır.) içilmelidir.
Eski çarşılar, Karatepe kilimleri
Altın Koza festivali
Hitit, Roma, Bizans Osmanlı Dönemlerine ait eserlerin bulunduğu Arkeoloji Müzesi, Etnoğrafya Müzesi,
Misis Mozaik Müzesi, Anavarza ve Şar ören yerleri ile Misis, Karasus antik kentleri

Hiç yorum yok:

 
Kültür Turları